Cüneyt Özdemir’den seçimler hakkında ilginç yorum. Bu Sırrı’nın fikri adam iyi senarist.

Cüneyt Özdemir, kendi adını taşıyan Youtube kanalı üzerinden yaptığı seçim programında ana akım medyayı geride bırakanlardan biri oldu. Dışarıdan takviyelerle toplam 100 kişilik bir teknik ekibin yer aldığı söz konusu programda dünyada bir ilk olarak seçim sonuçlarını yapay zeka kullanarak izleyicileriyle paylaşan ve yine aynı yöntemle seçim sonuçlarını önceden tahmin eden Cüneyt Özdemir’in ekibi, Batı medyasının da dikkatini çekmeyi başardı. Deniz Uras ve ekibinin marifetiyle üstesinden gelinen yapay zeka hamlesi, Hatay dışındaki bütün tahminlerde başarılı sonuç verdi.

Seçimden sonraki gün, tıpkı diğer Youtube yayıncıları gibi seçim değerlendirme videosu yükleyen Özdemir seçim sonuçlarını analiz edip seçim sonrası Türkiye’nin ne gibi yeniliklere gebe olduğu konusunda yorumlarda bulundu. Her zamanki gibi Kenan Taş’ın refakat ettiği usta gazeteci, laf arasında seçim programında tuvalete bile gitmediğini, yemek yemediğini, sadece bir ara su ve üç tane çay içtiği bilgisini takipçileriyle paylaştı.

Yerel seçim sonuçlarının ortaya çıkarttığı tablo hakkında derinlemesine bir analiz gerçekleştiren Özdemir, 1 saat 25 dakika süren yeni videosunda seçimler hakkında, daha açık söylemek gerekirse DEM Partisi’nin seçim stratejisi hakkında çok konuşulacak bir iddiada bulundu.

“DERİZ Kİ BİZİM ADAYIMIZ VAR KARDEŞİM”

Ben Türkiye’de bu kadar politize, bu kadar strateji yapan bir seçmen görmedim. Parti demiyorum bak, seçmen… Sen oturursun, ne bileyim Sırrı Süreyya Önder’le oturursun, Leyla Zana’yla oturursun, Selahattin Demirtaş’la oturursun bir strateji belirlersin. Dersin ki “biz şuraya bir işbirliği yapalım”, “bilmem ne yapalım”, “şey yapalım”… Bir şey kurarsın. Bir satranç oyuncusu gibi DEM’in seçmeni. Milyonlara nasıl anlatıyorsun, nasıl ikna ediyorsun, gerçekten bu, İsviçreli sosyologların, siyaset bilimcilerin üzerine tez yazabileceği bir şey biliyor musun?

Bu kadar İstanbul’daki bu kent dayanışması -Kent dayanışması mıydı neydi o afilli adı? Adını bile hala söyleyemiyorum, hala dayanışma falan diyorum yani Kent uzlaşısı diye bir şey icat ediyorsun- yani İmamoğlu’yla, ekibiyle diyorsun ki “Siz şimdi biz 17 yerden aday çıkartmayacağız. Siz de şu iki adayı bize verin.” Hangi semtleri verdiler orada, geri çekti? Esenyurt. “Esenyurt’u DEM’e verin” diyorlar. Sonra da diyorlar ki “Biz şimdi böyle yapıyoruz ama -Sırrı diyor ki şimdi oradan, Sırı Süreyya- bu Sırrı’nın fikridir, senaryo yani. Adam iyi senarist, diyor ki- “Biz şimdi böyle yapıyoruz ama geçen seçimde de böyle yaptık. Dediler ki bunlar “Bak bunlar Kandil’i destekliyor. Şimdi buradan da gol yemememiz lazım. Ne yapalım? Biz bir de aday çıkartalım. Derlerse, deriz ki bizim adayımız var kardeşim. Şimdi aday var mı? Var. Hatta iki tane çıkartalım. Bir tane de eş başkanı olsun. Diyelim ki İstanbul’a yani Türkiye’nin en büyük Kürt nüfusunun olduğu seçmen kitlemize ‘siz gidin İmamoğlu’na verin Belediye başkanlığında… Ama Parti meclisinde de DEM’e verin.” Bak bunu düşünebilirsin tamam mı? İyi bir strateji dersin, fakat kardeşim nasıl bunu insanlara anlattınız? Hangi ara ikna ettiniz? Nasıl kafalarına girdiniz: oraya onu atılacak burada başkana vermeyeceksin diye? Diyarbakır’da başkana vereceksin…

Komplike bir şey biliyor musun? Abicim fısıltı gazetesi, ben diyeyim… Yani DEM’in bir basın yayın organı da yok biliyor musun? Ne bileyim bir televizyonu var mı? İnternet sitesi bile yok. Zaten televizyonlar kapalı ve bunu sen tamamen böyle bir fısıltı gazetesi olarak seçmenine söylüyorsun, ikna ediyorsun ve de DEM’in İstanbul oyunda çok net gözüküyor. Şimdi DEM’in İstanbul oyu 2.11; Türkiye geneli 5.68… Aslında o kadar net görüyorsun ki yani buradaki stratejinin işlediğini, gayet tıkır tıkır işlettiklerini. Ben Tebrik ederim vallahi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir